türkiye'deki ortada kalmışlık
- dikkatle incelemeye kalktığınızda güzelim memleketin herhangi bir konuda ne olacağına karar veremediğini görürsünüz. temelde doğu ile batı arasında köprü olan türkiye tam da ortada kalmıştır. bir yandan batıya entegre olmak isteyen bir kitle bir yandan ortadoğu geleneklerinden kopmak istemeyen daha kalabalık bir kitle.
İstanbul'a gelen bir turist şöyle demişti. istanbul'da her şeyin iki yüzü vardır. bir tarafta aşırı dindar bir kitle bir tarafta da tamamen batı resmi çizen bir kesim. örneğin çarşambada dolaşıp sakalsız ve cübbesiz insanları nadiren görebildiğiniz bir günün gecesinde istiklal caddesine gidip kendinizi amsterdam'da sanabilirsiniz. istanbul'un bir nevi türkiye'nin özeti olduğunu düşünürsek yurdun her tarafında bir ortada kalmışlık var diyebiliriz.
bir yandan muhafazakar ahlak değerleri konusunda koyu dindar toplumları bile kıskandıran toplumumuz aynı zamanda avrupa'daki gibi kişilerin kariyer yapmasını istiyor. normal bir vatandaş ne ahlaklı olup erkenden evlenebiliyor ne de evliliği )erteleyip ahlaksızlığın dibine vurabiliyor. ikisi birleşince yani ahlaklı ve bekar bir kalabalık oluşunca da toplumun doğası bozuluyor.
Ama bir yandan da türkiye'nin bu sağa salo çekilesi tavrı sevimli de. içinde her şeyi bulmak mümkün. gün geliyor bir tarafa çekiliyor, başörtüsü bile yasak oluyor diğer gün ramazanda oruç tutmayan dövülüyor. ne güzel memleket.
tümünü gör