devam etmeniz halinde bu veri kaldırılacak.devam etmek istediğinizden emin misiniz?

  1. https://www.beyazperde.com/filmler/film-247468/

    O kadar güzel filmdi ki pazar akşamını güzelleştirdi. (Kanal D gereksiz yaz dizileri yayınlayacağına iyi filmler yayınlama hakkı satın alıp yayınlasın daha doğru.)

    "(...) Nehir onu aldıktan sonra Aeney kocaman oldu. Gökyüzü kadar büyüktü. Evimizin her köşesindeydi. Her yemekte mutfak masasındaydı, merdivenlerden çıkıp iniyor, bacadan duman halinde aşağıya iniyor, pencereleri tıngırdatıyor ve durmaksızın yağıyordu. Giysileri çekmecelerdeydi, kupası dolapta ve lastik çizmeleri kapının arkasında duruyordu. Kardeşim her yerdeydi. Huck'ın ciddi, sabırlı ve yorgun bir şekilde sorgularcasına bakan kahverengi gözlerindeydi. Üzeri ince bir tozla kaplı, katları önce kırışıklıkları andıran sonra rahatsız edilmeden yerde yatan ağırbaşlı bir hayalete dönüşen köşeye atılmış okul çantasının içindeydi. Aeney yolda koşuyordu. Böğürtlen sezonunda böğürtlen topluyordu. Asla görülemeyen ama duruma göre neşeli ve hüzünlü olabilen guguk kuşunun iki notalı şarkısındaydı. Hazine Adası'ndaydı. Var olmasına rağmen hediyesi olmadığı için daha büyük ve üzücü olan doğum günümüzdeydi. Noel'de ilk uyanan, kar yağdığı yıl içeri en son giren oydu. Halalarımızın son ziyaretindeydi. Tarlalarda, köyde ve denizdeydi. Nehirdeydi. Olmadığı tek yer Faha mezarlığıydı.

    Bunu atlatamayacağınızı düşünüyorsunuz. Yüzünüzde ve vücudunuzda aşağıya doğru ilerleyen, derin çatlaklar olduğunu, onun adını söylemenin bile parçalarınızın sokağa dökülmesine neden olacağını düşünüyorsunuz. Bunun doğru olamayacağını, kötü bir rüya olduğunu ve her an uyanacağınızı düşünüyorsunuz. Bu kadar basit olamayacağını düşünüyorsunuz. Neden bir gün bir anda böyle bir şey oldu? Ve neden dünya devam ediyor? Nasıl devam edebilir? Radyo nasıl açık olur ve su ısıtıcısı nasıl kaynar? Nasıl olur da tavukların beslenmesi gerekir?

    Yatağınıza gidip uzanıyor ve sesini duymak için odasını dinliyorsunuz. Uyurken nasıl nefes aldığını duymaya çalışıyorsunuz ama duyamıyorsunuz, nabzı, nefesi ve saati, bazen sinir bozucu olabiliyordu ama oradaydı, hep orada olmuştu, bu dünyanın öncesinden beri vardı ama şimdi bıraktığı boşluk sizi çekiyor ve sizi yutmak istiyor, öyle ki pekala, bu gece ölebilirim, umurumda değil, diye düşünüyorsunuz.

    Ama ölmüyorsunuz. Kendinizi hafifçe sallayarak uyumayı öğreniyorsunuz ve kendinizden başka kimsenin duymadığı bir şekilde mırıldanıyorsunuz, böylece gece hiç boş olmuyor ve yaşlanmayan, fani bir Peter Pan gibi, Aeney tavan penceresinden içeri giriyor ve ona kitaplardan öğrendiğiniz hikayeleri anlatıyorsunuz.

    El sıkışmaktan eliniz acıyor. Susuz kaldığınız için gözleriniz ve dudaklarınız kuruyor, sarı bir öfkeyle çalkalanıyorsunuz, neden bu insanlar gelip duruyor, neden daha önce ismini hiç söylemeyen insanlar şimdi söylüyor? Hiçbiri onu tanımıyor. Hiçbiri onun gülümsemesini, salıncak en yüksek noktasındayken haykırarak atlayışını, yere düşüp yuvarlanmasını ve sırıtarak ayağa kalkmasını sizin kadar iyi bilmiyor. Hiçbiri boğulması gerekenin siz olduğunu bilmiyor.

    Nasıl olduğunu anlamasanız da bir şekilde ayakta kalmayı başarıyorsunuz. Çünkü henüz vadeniz gelmedi, çünkü birinin hikayeyi anlatması gerekiyor ve her nasılsa hayatta kalıyorsunuz.

    Hayatta kalıyoruz. Belki sadece daha fazla acı çekebilmek için. Belki de en çok acı çeken kazandığı için. Belki bizim için yapılan plan bu. Belki nehre doğru gider ve kendimizi suya atarsak, Swain kitabı'ndaki bölümümüzü berbat etmiş olurduk. (...)"

    (Bu Yağmur Hiç Dinmez - Niall Williams - Sayfa: 381,382,383)
    avatar
    24.07.2023 - 01:02