devam etmeniz halinde bu veri kaldırılacak.devam etmek istediğinizden emin misiniz?

  1. Ekranella'ya verdiği röportaj, şimdiye değin kendisi hakkında hissettiklerimin doğruluğunun sağlamasını yapmamı sağlamıştır. Okurken gözlerim doldu. Bir insanı çok uzun yıllardır düşündüğünüzde, kalbinizde ve aklınızda ona bir oda açtığınızda kuantum gerçekliği de devreye girebiliyor.

    Hissettiklerimin doğruluğunun sağlamasını yapmamı sağlayan "hissi kablel vuku" durumlarını sıraladım:

    * "Benim kardeşim yok mesela, tek çocuğum. Şimdi bir kardeşim oldu... Bu durumu keşfediyorum. Üstelik salt kardeşlik değil, ebeveynliği, hatta anneliği de içerdiği için projenin kancası oldu benim için"

    Kendisi tek çocuk olduğundan(geçen hafta satır arasında değindiğim gibi),Ayda'nın hemen bir kardeşi olsun istediğini hissetmiştim.

    * "Benim de özel hayatıma, eve, çocuklara vakit ayırmam lazım"

    Dizideki sahne alma süresinin az olmasına üzüldüğümde evde beşik salladığını hissetmiştim :) "Evde beşik mi sallıyor Timuçin, yine nerede?" diye hayıflandığımda sadece mecaz söylemde de bulunmuyormuşum, söylemimin içinde gerçek anlam da varmış meğer.

    * "Bu tam bir anneyle çocuğu arasındaki bağ gibi. Ben de kendi adıma onu keşfettim. Çocuk tarafından bildiğim bir bağdı ama anne veya ebeveyn tarafından onu görmek ve keşfetmek benim için heyecan vericiydi."

    Çocuğu ve sevdikleri için ana rahmi güvenliği (metafor olarak söylüyorum) temin edebilecek bir adam olduğundan bahsetmiştim. Çünkü anne kimliğine çok fazla kafa yorduğunu hissetmiştim.

    * "Kültürel etkileşim"i de dile getirmiş röportajın satır arasında. Ve demiş ki:" Alışılagelmiş bir yerli değil o, kovboy şapkalı bir kızılderili Faryalı".

    Ben, yıllar evvel Timuçin hakkında "muhteşem bir doğu ile batı sentezi; helenistik bir mucize" tanımını yapmıştım... Alışılagelmiş bir adam değil o; Niğde'deki elma ağaçlarının gölgesi altına çilingir sofrası kurup, aynı masada Brecht metinleri okuyabilecek bir adam.

    * Şımarıklığa, kendi karakter özelliklerine çok ters bir durum alt mesajı vererek, röportajda iki yerde yer vermiş. (Ben de geçen cuma gecesi tezat olarak bu kelimeyi kullanmıştım. İşte bunlar hep kelimelerin kuantumu). İnsan, kendisinin asla taşımadığı ve taşımayacağı bir sıfatın kendisine yakıştırılmasından korkar ya... Ülkemizde oyuncular bölüm başına yüksek rakamlar alıyorlar diye, türk halkına göre 24 saat çalışmalı, onlara göre bu durum abest değil. Çok yanlış bir algı. Bir oyuncu bölüm başına ne kadar kazanırsa kazansın hamal değil. Şunun da altını çizmem lazım: Timuçin Esen, diğer oyuncuların büyük çoğunluğu gibi dizi işine asla metacı bir gözle bakmamıştır. Baksaydı, onlar gibi her sene bir dizide boy gösterirdi. Çoluk çocuğunun rızkı söz konusu olmasa, çok da fazla dizi sektörünün içinde yer almaya can attığını düşünmemekteyim. Hırsız Polis'ten seneler sonra, bir aile kurmaya karar verdiğinde dizilere dönmesi tesadüf değildi. İki çocuk babası olarak, çocuklarının geleceğini düşünmek zorunda olmasa belki de "Vicdan" ile geri dönüş yapmayabilirdi de..
    avatar
    28.01.2017 - 01:33
tümünü gör

entri girebilmek için giriş yapın